Utangaçlıkta çığır açan biriyim. Annesinin eteğinin
arkasına saklanan, her misafir geldiğinde odasına kaçan, kaçıncı sınıfa
gidiyorsun sen sorularını anlamsız sesler çıkarak savuşturan ve canı masada
duran misafir yapımı sigara böreğinden çeken ama utandığından isteyemeyen
utangaç çocuğum ben. Çevrem utangaçlığımı, sessiz ve etliye sütlüye karışmak
istemeyen yanıma veriyor. Fakat, daha fazla yanılamazlardı. Ben sessiz olmak
istemiyorum, etliye sütlüye karışmak istiyorum. Hatta dramanın tam ortasında
olup kaosun içindeki karmaşık güzelliği takdir etmek istiyorum. Ama, maalesef,
bunu yapacak cesareti bulamıyorum. Cesareti bulsam da ne diyeceğimi
kestiremiyorum. Sosyal zekâsı yerlerde olan, kapısına yemek getiren kurye
afiyet olsun dediğinde sana da diyen, öğretmeniyle konuşurken nasıl saygı
göstereceğini bilemeyen biriyim. Steininger “Kendine Güven Çekingenlikten
Kurtulmanın Yolları” kitabında benim gibi amansız sosyal zekâsı olmayan
utangaçlardan bahsediyor. Kitabı bir talimat kitapçığı misali okumadım. Salt merakımdan
okudum ve Steininger’ın utangaçlığı nasıl resmettiği beni dehşet düşürmekle
kalmadı bu satırları yazmama da vesile oldu. Steininger utangaçlığı dövülmesi
gereken bir düşman olarak yansıtsa da utangaçlığı bir dost olarak görmeye
başladım.
Ne kadar ketum biri gibi gözüksem de arada
patavatsızlığım boy gösteriyor. Bana sorulmayan sorulara verdiğim acımasız
cevaplar beni itici biri yapmakla kalmıyor, kendime olan saygımı yerin dibine
sokturuyor. Bu sanırım, utangaçlığımın meyvelerinden biri. Ne diyeceğim şimdi
diye düşünmekten bitkin düşmüş zihnim kendini bir anlık bırakıyor ve sonuç
olarak Yasemin Ablaya sen kilo mu aldın kelimeleri ağzımdan dökülüyor. Steininger’ın
kitabını okurken, bu patavatsızlığımın ilacını tam buldum diyordum ki, Steininger’ın
tam da karşı çıktığı şeyin patavatsızlığımı durdurmak için mükemmel bir araç
olduğunu anladım. Kendimi bildim bileli utangaçlığı başarısızlığımın bir ürünü
olduğunu gördüm. Fakat utangaçlık başarısızlıklarımı maskelemek için biçilmiş
bir kaftanmış. Dur durak bilmeyen çekingenliğim yüzünden kaybettiğim fırsatlara
üzülmek yerine utangaçlığın oluşturduğu filtreye şükretmeliyim. Başka bir
değişle, evet utangaçlık birçok yerde benim kendimi geri tutmama neden oldu ama
aynı şekilde sayısız yerde benim kendimi aptal gibi göstermemi engelledi.
Masada kalmış son sigara böreğini yemem ufak bir keyif sağlardı bana ama belki
obur gibi yansıtırdı beni. Değer miydi Perihan teyzenin gözünde düşmeye?
Elbette değmezdi. Utangaçlığım sayesinde istemeden de olsa doğru kararı vermiş
oldum. Steininger sayesinde kendime düşman bellediğim birçok özelliğimin
nihayetinde bana yardımcı olduklarını fark ettim. Utangaçlık benim babacan bir
hayali arkadaşımmış, beni hep korumuş ve kollamış ama ben onun değerini
bilememişim. Yanımdan gitmesi için türlü hareketler yapmışım ama onun sabırlı
ve bilge kimliği benim isteklerime kulak asmasını engellemiş. Steininger’in kitabını
gereksiz bulduğumu söyleyecek cüretkârlığa sahip değilim, eminim müthiş
donanımlı ve bilgili bir insandır. Fakat benim ihtiyacım olan şey kişiliğimi
nasıl değiştirmem gerektiğini söyleyen bir kitap değil. Benim ihtiyacım olan,
kendimi nasıl kabullenmem gerektiğini öğreten birisi. Utangaçlığım,
patavatsızlığım, sorumsuzluğum ve daha nice negatif olarak yansıtılan huyum
benim kişiliğimi oluşturuyor. Beni ben yapan esansları maskelemeye
çalışmaktansa onlarla dost olmaya gayret gösterip onları birer basamak olarak
kullanmak sanırım en mantıklı hareket.
Nihayetinde, utangaçlığı hala tam olarak dost olarak
görebildiğimi söylemeyeceğim. Arada yakamdan silkip, izin ver de hayatımı
yaşayayım demek istiyorum. Fakat biliyorum ki o benim bir parçam ve onunla ne
kadar iyi anlaşmaya gayret gösterirsem o da benim için o kadar tevazu
gösterecek. Kişiliğimi değiştirmek benim için çok zor bir mücadele çünkü
kişiliğimi değiştirmek demek onu oluşturanları yok saymak demek. Beni oluşturan
elementlerin de yaşadığım deneyimler olduğunu varsayarsam hayatımın herhangi
bir dönemini yok saymak pek akılcı gelmiyor. Dolayısıyla, ben o sigara böreğini
isteyen ama söyleyemeyen çocuk olarak kalmaya devam edeceğim.
Steininger,
R. (2019). Kendine Güven Çekingenlikten Kurtulmanın Yolları İstanbul: İletişim.
Yorumlar
Yorum Gönder